"İncinsen de İncitme" Hacı Bektaş Veli
yoldakikedi.com

Gaz Lambası Işığında

Sevda Öztaşkın

GAZ LAMBASI IŞIĞINDA

 

Anneannem dedeme adıyla hitap etmezdi..

Öğretmen bey diye seslenirdi.

O dönemlerde yaşayan insanlar saygıyı bilirdi.

Evin beyi eve gelmeden önce yemekler yapılır sofra hazır edilirdi.

 

O yer sofrasına oturulur çorba kaşıklanırken keyifle yenirdi..

Yemeklerin tadı bile bir başkaydı.

 

Benim ailemde erkeklerde yemek yapardı..

Bazen sofra birlikte kurulur,

Salatayı baba yapardı.

 

Dedem kuzine soba başında bir tepside un helvası kavururdu.

 

Meyveler doğranır torunlara yedirilirdi.

 

Sabah  biz uyurken  dedem erkenden uyanır,

Evin girişindeki mangalı yakar,

Etleri kızartırdı..

Teker teker dizilirdik dedemin yanına..

“Hadi çocuklar gelin soğumadan karnınızı doyurun” derdi..

O güzel beyaz pamuk elleriyle ekmekleri dilimler hepimizin önüne koyardı..

 

Bazen de elinde fırında hazırlattığı o kocaman pidelerle gelirdi sıcacık..

Kalbi gibi sıcacık..

Gözlerinde kocaman bir gülümsemeyle..

 

Bazı akşam üzerleri bahçede yine mangal yakılırdı.

O muhteşem lezzetli kanlıca mantarları kızartılırdı bu kez ateş üzerinde.

Üzerlerine Bolu’nun muhteşem tadındaki tereyağıyla birlikte.

 

Anneannemlerin evlerinde kış geceleri çok soğuk olurdu.

Biz altı torun çatı katında yatardık.

Odada iki kişilik yatak vardı.

Birde ortada bir ördek soba..

Dedem biz yatmadan bir saat önce sobayı yakardı üşümeyelim diye..

 

Tabi biz rahat durur muyuz?.

Ne oyunlar oynardık.

Ne bilmeceler sorardık birbirimize..

Kahkahalar eşliğinde..

 

Çatı katına çıkan merdivenleri çıkarken ,anneannemin bahçesinden topladığı elmaları soyup kuruttuğu

O kurutulmuş elmaların muhteşem kokusu hala burnumda tüter..

 

Odaya çıktığımızda yukarıda kalan o küçük pencereleri dantelli perdeler örterdi..

 

Dayımın kitaplığı da yine yattığımız odadaydı.

Kitaplarından birini ellersek çok kızardı. Bu sebeple onun kitaplarına asla el süremezdik.

 

Çatı katındaki odanın küçücük bir balkonu vardı.

Hep çok korkardım, balkona çıkınca sanki aşağı düşeceğimi sanırdım.

 

Balkonu ahşaptan saran, sararmaya yüz tutmuş tahta görüntüsünü hatırlıyorum.

Asma yaprakları ta yukarılara kadar çıkmış, tahta perdelere sarılmıştı..

 

Kümesleri vardı .Bir çok tavukları ve Adapazarı’ndan getirdiğimiz beyaz horoz..

Nasıl mağrur gezinirdi.

Adı Hüsnü koyduğumuz.

 

Fırın vardı bahçenin biraz ilerisinde.

Zaman zaman ekmekler pideler pişirilirdi.

Biz çocuklar için küçük ekmekler yapılırdı.

Nasıl sevinirdik merakla beklerdik pişmesini..

Sonra evin girişindeki hole kocaman sofra bezleri örtülür pişen ekmekler itinayla dizilirdi oraya..

 

O holde dışı ahşaptan  bir gömme dolap vardı. İçinde dedemin okuduğu kitaplarının olduğu..

Birde dedemin hayatını yazdığı hikayesi..

Çok merak ederdim hayatını yazdığı o hikayeyi..

Dedem bir gün okumama izin verdiğinde dünyalar benim olmuştu..

 

O zamanlar uyumadan önce gaz lambası yakılırdı.

Gaz lambasının ışığı kısığa alınır, sabaha kadar yanardı..

O loş odada pencerenin ardından asma yapraklarını seyrederdim.

Hayaller kurardım..

Hayallerimde masallar, öyküler yaratırdım..

 

Yukarıya çıkan merdivenlerin hemen sağında tuvalet ve banyonun olduğu yerde boş olan bir yer vardı.

Orada yazın hazırlanan turşular konurdu. Kocaman camdan kavanozlar içinde. Kapakları cami minaresi gibiydi.

Kütür kütür yerdik iştahla..

O sarımsakların bile kokusu hala burnumda tüter.

 

Kocaman bir bahçe..

Her şey ekilirdi..

Fasulye sırıklarının arasında koşar eğlenirdik..

Kimi saklambaç oynardık kimi evcilik.

 

Bahçede,

Ceviz ağaçları, fındık, kızılcık, elma ve erik ağaçları, armut ağaçlarının bir çok çeşidi vardı.

Dallarında koparıp yemek en büyük zevkimizdi.

 

Su kuyusu vardı çok merak ederdim nasıl su çıkarıyorlar diye..

Anneannem ve dedem su çıkarırken başlarında beklerdim.

Nasıl su çıkarıldığını her seferinde sorardım.

 

Ha sabun çiçeğini hatırlıyorum.

Elimiz kirlenince sabun çiçeğiyle yıkardık.

Sabun çiçeğini bilen var mı?

 

Hala rüyalarımda görürüm o bahçeyi..

O evimizi..

Geceleri büyük  dayım saz çalar ve söylerdi.

Annem sanat müziği ezgilerinden söylerdi çıplak sesle..

Dayımın kızıyla bende tiyatro yapardık doğaçlama.

Bir küçük sandığı odanın girişine koyup aile efradından odaya giriş parası alırdık birde utanmadan..

 

Ben güzel çocukluk yaşamışım azizim..

 

Dedemden masallar dinlerken hayatı da öğrenmişim..

O kocaman karyolasında altı torun onu dinlerken..

 

Bugün hala yazabiliyorsam o günlerin anılarında saklı her şeyim..

 

Aslında tüm değerlerim..

 

Teşekkür ediyorum büyüklerim..

 

İyi ki bu güzel ailede var olmuşum..

 

Hepinize minnettarım..

 

Sevda Öztaşkın

 

27.03.2022

BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
YAZARIN SON YAZILARI
Bir Tesbihin Taneleri Gibi - 19 Nisan 2024 21:04
Kalp Ölünce - 28 Şubat 2024 21:44
Allahın bize emaneti onlar - 17 Aralık 2023 20:29
Anahtar - 15 Ekim 2023 18:16
Kuşlara Söyleyin - 8 Eylül 2023 21:33
Huzurum - 10 Ağustos 2023 21:57
Kuşlara Söyleyin - 23 Temmuz 2023 21:43
Aşıklar Ölmez - 29 Ocak 2023 21:33
Yağmur - 24 Kasım 2022 20:20
Yine de - 6 Ekim 2022 15:15
ZİYARETÇİ YORUMLARI - 6 YORUM
  1. Cevat Birgul. dedi ki:

    Sevda hanım yazmak başlı başına bir disiplin gerektiriyor. Sen o disiplini yakalamışsın. Öykülerin her gün gelişiyor. Ama ben de öğretmenim. Illa ki bir kusur bulmam lazım. Haddin olmasa da onarım yazdigin öyküyü hemen yayımlama. Yaz, kenara bırak. Bir süre sonra okuyarak düzeltmeler yap. Tekrar dinlenmeye bırak. Aynı işlemi, okuyup düzeltme, du?enleme yap. Tadına doyum olmaz. Öykü güzel ama biraz aceleye gelmiş. Ben köy çocuğu olmama rağmen kendimden bir şeyler buldum içinde. Iyi aksamlar. Selam ve saygılar.

  2. Sevda Öztaşkın dedi ki:

    Fikirleriniz için teşekkür ediyorum.
    Selam ve saygılarımla..

  3. Sevda Öztaşkın dedi ki:

    Cevat bey selam ve saygıkarımla.

  4. Savas dedi ki:

    Bu güzel günler eskide kaldı aynen film gibi hayat nerde şimdi o güzel günler yüreğine kalemine Sağlık işte gerçek yaşam oydu şimdi hiç bir şeyin tadı yok maalesef saygılar

  5. Savas dedi ki:

    Çok güzel işte gerçek yaşam maalesef şimdi böyle bir yaşam yok en şeyler eskidenmiş herşeyin tadı vardı sizde gerçekleri paylaştığınız için çok teşekkür Sevda hanım başarılar saygılar

    1. Sevda Öztaşkın dedi ki:

      Haklısınız Savaş bey.Şimdi her şey yozlaştı.Bu nedenle eskiden yaşadığımız güzellikleri daha çok arar olduk.Ancak iyikide yaşamışız.Bizler şanslı olanlardanız.

BİR YORUM YAZ