İnanıyorum
İNANIYORUM
Tunahan evladımıza hepimiz çok ama çok üzüldük. Çözüm bu canları hunharca öldürmek ya da küçücük kafeslere tıkmak değil. Medeni! dediğimiz Batı, hayvanları acımasızca katlederken; Osmanlı ve Selçuklu döneminde, hayvana değer veriliyordu. Özel besleme ekipleri, hastaneleri, hatta 12 aydan oluşan hayvan takvimleri oluşturuluyordu. Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan “Bu sorunu inancımız, kültürümüz ve şefkat medeniyetimizin bize vazettiği ilkeler çerçevesinde mutlaka çözüme kavuşturacağız” dedi. Çünkü, tarihinde, medeniyetinde, inancında, merhameti altın harflerle yazan bir milletiz.
Hacı Bektaşi Velilerin, Mevlanaların, Ahmet Yesevilerin coğrafyası bu coğrafya. Bir canlıya zulmetmek yaşadığı için cezalandırmak millet olarak bizim fıtratımıza ters. Yok etmek batının marifetidir. Çözüm üretmek ve yaşatmak biz Anadolu insanına özgüdür.
Çözüm, bu canlılara sağlıklı yaşam alanları oluşturmak. Köpek sahiplenmek istediğimizde cins olup olmadığına bakmaksızın barınaktan sahiplenmek. Barınakların belediyelerin sürgün alanlarından çıkıp hayvan severlerin çalıştığı alanlara dönmesi. Ne yazık ki bir çok belediyede barınaklar sürgün yeri olarak görülmektedir. Hayvan sevgisi olmayan çalışanlarla doludur.
Biz Bolu’da bu anlamda şanslıyız. Barınak Müdürü ve hayvan sever değerli Hocamız Figen Varlık, hayvan severlerden oluşan bir ekip kurarak görevlerini severek yapmaktadır. Sokak canları için oluşturulacak alanlarda çalışanların da hayvan sevmesi gerekiyor. Hayvan sevmeyenleri oralara aldığınızda başka başka vahşetler oluyor ne yazık ki.
Tunahan evladımıza çok geçmiş olsun diyor ve Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın dediği gibi; inancımız, kültürümüz ve şefkat medeniyetimizin bize öğrettiği ilkeler çerçevesinde çözüme ulaşacağına inanıyorum.